Truva Ören yeri ;Çanakkale merkeze yaklaşık 35 km uzaklıkta bulunan Truva 1998 den buyana UNESCO dünya mirası listesinde aynı zamanda milli park statüsünde
.Yoğun bir eğitim öğretim yılı süresince gezmeye pek fırsatım olmamıştı.Derslerin bitmesiyle beraber içimdeki seyahat aşkı tekrar canlanmaya başladı.Daha önce defalarca ziyaret etmiş olmama rağmen eşim Aylin, oğlum Çınar ve okul arkadaşlarım buraya daha önce gelmemiş olmaları beni harekete geçirdi..
E çevremde bu kadar ziyaret etmemiş insan olunca durur muyum ilk fırsatta doluştuk arabaya atladık geldik Truvaya:)
Çanakkale İzmir yolu üzerinde 30. km sağ tarafta Truva tabelası var döndükten yaklaşık 3 km sonra Truvaya ulaşıyorsunuz.
Ailem ve üniversiteden arkadaşlarımla sıcak bir haziran gününde gerçekleştirdiğimiz bu geziyi sizlerle de paylaşmak istedim..
Truva kentinin belkide bu kadar biliniyor olmasının en önemli sebebi antik çağların en ünlü ozanlarından biri olan Homerosun ilyada destanın da geçen Truva savaşının bu kentte gerçekleşmiş olmasıdır.
Amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedildiği 1870 yılından beri kazılar devam etmekte.
Truvayı keşfeden adamımız Heinrich Schliemann ın resmi.
Bu fotoğrafta görülen bayan Schliemann ın eşi Sophia.Truvadan çıkardığı hazineleri karısına takıp takıştırarak fotoğraflamış.Yeri gelmişken karısı Sophia dan biraz bahsetmek isterim.Kaşifimiz Schliemann o kadar yunan hayranıdır ki tipik yunanlı görünümüne sahip eski yunancayı bilen Sophiayı bulur bulmaz karısını boşar ve onunla evlenir.:)
Truvaya gezmeyi düşünen gezgin arkadaşlar için belirtmek istediğim bir husus var .Arkeolojiye biraz uzak olupta Efes,Hierapolis gibi devasa antik kentleri gezip sonradan Truvaya gelenler biraz hayal kırıklığına uğrayabilirler.Nedenine elince Truvanın tıpkı Çanakkale gibi kendi değilde ismi büyüktür. Efesteki gibi devasa yapılar bulamazsınız. Perge gibi sizi karşılayacak antik sütunlar yoktur.Tiyatrosu Aspendos tiyatrosunun yanından bile geçemez.Truvayı önemli yapan şeyse tüm bunlardan önce var olmasıdır.Bir nevi Anadoluda tarih truvayla başladı diyebiliriz.Hatta Romalılar bile Romayı Truva savaşından kaçanlar tarafından kuruldu diye övünürlermiş.
Truvanın önemini anlatmak için bir örnek daha vermemiz gerekirse Anadolu'ya gelen tüm büyük krallar imparatorlar Truvayı ziyaret etmeden gitmezlermiş.Büyük İskender,Sezar,Roma imparatoru Hadrianus,Pers Kralı 1. Serhas bunlardan sadece birkaçı.
Truvanın tarihi hakkında fazlası ile bilgi verdik.Daha fazlası için sınırsız kaynak var internette.Merak edenler araştırabilirler.Biz gezimize kaldığımız yerden devam edelim.Çınar Ttruvaya ilk defa geldiğinden dolayı oldukça heyecanlı.
Heyacanını bilet gişesinin hemen yanında bulunan hediyelik eşya stantlarını annesi ile dolaşarak atmaya çalışıyor.Sizde geziniz sırasında bu dükkanlardan sevdiklerinize veya kendinize Truva temalı eşyalar satın alabilirsiniz.Pazarlık yapmayı unutmayın.
Şu müzekartı çıkaran arkadaş kimse Allah ondan razı olsun.Truva ören yerinin giriş ücreti tam tamına 20 tl.5 kişi olsanız 100 lira.Benim daha önceden kartım vardı diğer arkadaşları da kart sahibi yapıp hatıra resmi çektirdik.Müzekart öğrenci 20 tam 40 lira birde yeni bir uygulama hayata geçirmişler tam müzekartla ne yazık ki 1 sene içerisinde aynı ören yerine sadece 2 defa girebiliyorsunuz benden hatırlatması.
Truvanın ziyaretçileri sadece bizler ve turistler değildi.:)
Truva ören yerine gelen herkesi ilk olarak 1974 tarihinde heykeltıraş İzzet Senemoğluna yaptırılan Truva atı heykeli karşılar.Gerçek Truva atı muhtemelen gemi enkazından yapılmış olmalıyken bu at kaz dağlarından getirilen çam kerestesinden yapılmış.!975 yılından buyana heykelimiz ziyarete açık.
Herkesin olduğu gibi bizim grubunda at dikkatini çekiyor.Ve Fotoğraf çektirmek için atın içine çıkıyorlar.
Atın sağında ve solunda bulunan ufak pencerelerden sevdiklerinize pozlar verebilirsiniz.
Çınarım oldukça şaşkın.:)
Atın hemen yanında genç birkaç arkadaş isteyenlere tarihi kostümler giydirip fotoğraf çekiyorlar.Çok güzel turizmden kendi paralarını kazanıyorlar.Bizim grup buna da balıklama atlıyor.
Bu truva atının başı sağa yatık mı yoksa bana mı öyle geliyor.
Binlerce yıl önce Truvalı Parisle Yunan Helen arasındaki efsane aşka tanıklık eden bu topraklar ogun için Nazlı ile Süleyman'ın aşkına ev sahipliği yaptı:)
Sıcaktan fazla etkilenmemek adına için geziyi öğleden sonra 5 gibi planlamamıza rağmen yinede oldukça zorlandık.Yine sıcaktan olsa gerek bizden başka pek kimsecikler yoktu.Ellerinde şemsiyelerle dolaşan birkaç japonmu çinlimi yoksa korelimi olduğunu anlayamadığım yaşlı kadın grubu haricinde.:)
Ve başladık Truvayı gezmeye.Truva yaklaşık 100 metreye 250 metrelik bir yapay bir tepe üzerine kurulmuş antik bir şehir.Bu yüzden gezmesi uzun ve yorucu değil.Bulunduğu tepenin ismi ise hisarlık tepesi.
Grubumdaki arkadaşlara Solumuzdaki duvar kompleksinin her 8-10 metre aralıkla çıkıntılı testere diş şeklinde bindirme tekniği ile eğimli olarak inşaa edilip depreme dayanıklı hale getirildiği konusunda bilgi veriyorum ama bu bilgi pek ilgilerini çekmişe benzemiyor.:)Malum Truva kuzey anadolu fay hattı üzerinde bulunuyor ve bölgede her 250-300 yılda bir büyük depremler meydana geliyor.Böylece deprem neticesinde bütün duvar değil sadece 8-10 metrelik kısımlar zarar görüyor böylece onarması daha kolay oluyor.
Şimdiye kadar bir çok antik şehir gezdim ve bir çok arkadaşıma antik şehirler konusunda rehberlik ettim.Eğer gruptaki insanlar arkeolojiye biraz meraklılarsa anlatmak çok zevkli.Ama uzaklarsa tat vermiyor maalesef:(
Turumuz esnasında yeyip içmeyi de kesinlikle ihmal etmiyoruz:)
Birden karşımıza ismini bilmediğimiz devasa bir çiçek çıkıyor.Bizde fotoğraflıyoruz.
Nedendir bilinmez her 3-5 metrede bir durup poz veriyoruz.Bizim gezide uzadıkça uzuyor.
İnanç organizasyon İstanbulda gezen okurlara yat kiralamak isteyenleri davet ediyor.
YanıtlaSil