13 Haziran 2013 Perşembe

BanGez(Bandırmalı Gezginler Kulubü) Batık Gemi Bisiklet Etkinliği 60 km





Tekrar merhaba.. Ben kendimi bildim bileli fırsat buldukça seyahat etmeye bulamadığım zamanlarda ise  bunun hayalini kurmaya çalıştım.Büyüdükçe hayallerim de büyümeye seyahat ettiğim yerlerinde uzaklıkları
 artmaya başladı. Çevremdeki tüm insanlar önce garipseyerek birazda imrenerek bu faaliyetlerimi izliyorlardı.Başta kendilerine çılgınca gelen bu aktiviteler ben gerçekleştirdikçe onlar içinde hayalden gerçeğe dönüşmeye başladı.Benden yardımımı görüşlerimi istemeye başladılar hatta ucuza nasıl seyahat edebildiğimi nasıl bunları başarabildiğimi öğrenmeye çalıştılar.Bende tüm çevremdeki seyahate meraklı ama faaliyete geçemeyen insanları bir araya getirip Bir kulup kurmaya karar verdim. BanGez Bandırmalı Gezginler Kulübü.



    Kulübümüzün amacı grup veya bireysel olarak yurt içi ve yurt dışı seyahatler gerçekleştirmek.Fırsat buldukça doğa da trekking yaparak kamp yaparak vakit geçirmek.
    Bizler bisikletçi,motorcu,trekkinci,dağcı v.s değiliz bütün bu aktiviteler bizim için bir amaç değil birer araçtır.İşte bizim kulübümüzü diğerlerinden ayıran en önemli fark bu. Şimdilik emekleme döneminde olan kulübümüzün ilk etkinliklerinden biri olan BanGez Batık Gemi Bisiklet Etkinliğini vede bundan sonra BanGez olarak gerçekleştireceğimiz bütün etkinliklerimizi burada bloğumda da BanGez etkinlikleri altında sizlerle Paylaşmaya çalışacağım...İlginiz İçin Şimdiden teşekkürler...

    .Ha hatırlatmakta fayda var kulübümüz şikayet etmesini sevmeyen,yaşadığı kültürden ve coğrafyadan başka yerlerde neler olup bittiğini merak eden bütün seyyahlara açıktır...

  Bu gezimizde bisikletlerimizle bandırmadan yola çıkıp doğuya doğru sahil şeridini takip ederek yenice ile kurşunlu kasabaları arasında batmış olan gemi batığına gidiş dönüş 60 km bir gezi gerçekleştirdik..
   Öncelikle rotamızı yayınlayalım..

bisiklet rota


Bu grafikte yol boyunca inip çıktığımız yükseklikleri gösteriyor baya bi inişli çıkışlı bir rotaydı..

Sabah saat 8 de benim emektar bisikletim hektoru hazırlamaya başladım..


Uzun yolda yük taşımak için bisiklet bagajı taktım bisikletimin tipi kaydı ama naapcan mecburr:)

Tamamdır oldu bu iş yola çıkmaya hazırız..

Hava durumu günler öncesinden tahmin ettiğimiz gibi.Sabah sabah bulutlar güneşi perdeliyor..

Fotoğrafa meraklı arkadaşımız Ahmet bulutların arasından süzülen güneş ışınlarını farkediveriyor.
Hemen pozunu da veriyor.


Eh benim neyim eksik bende çekiniverdim..

Grubumuzun diğer üyeleriyle buluşma noktamız olan çeşme başına ulaştık.Rota hakkında son değerlendirmeleri de yaptıktan sonra başladık pedallamaya .Ben sabah kahvaltısınıda arada çıkarıverdim:)

Aramıza en son katılan kron marka bisikletimiz Salcano kardeşliği sona mı eriyor..:)


 Yol daha en başından bize en güzel manzaralarını sunuveriyor.
Bulutların arasında kanat açıklığı 70 metreden fazla olan devasa rüzgar gülleri çok heybetli duruyorlar.
Birde yanlarına yaklaştığınız zaman etkileyici bir ses çıkarıyorlar.
Elinde Fotoğraf makinesi Ahmet bu dev rüzgar gülünü nasıl kadraja sığdırırım derdinde..

Tabiki sığdıramıyor işte sonuç..

Baktı ki yakından sığmıyor uzaktan deniyor bu sefer bende onun bu çabasını fotoğraflıyorum çaktırmadan:)
Aramıza yeni katılan kronun genç sahibi..İlk defa uzun sürüş deneyimine çıkan Lütfü bizleri ilk anlarda endişelendirdi parkuru tamamlayıp tamamlayamayacağı konusunda ama helal olsun gık demeden gitti geldi:)
Zırt pırt fotoğraf çekmekten ilerleyemiyoruz.Şipşakçı olduk resmen:)
Fotoğraf çekmekten pek anlamasakta güzel kareler yakalamışım:)

 
8 km hafif ama tatlı bir rampa tırmandıktan sonra ilk yol ayrımı sahil yenice köyü sapağına varıyoruz.
Yerleşim tabelalarına karşı bir zaafım var :)
Bu noktadan itibaren sahil yenice köyüne kadar 4 kmlik bir rampa aşağı iniş var.Eğlence başlıyor..
Fren pabuçlarım oldukça zorlandı.
Ahmet de 8 km'lik rampa tırmanışından sonra bayır aşağı sürmekten hoşnut ki yüzünde mutlu bir tebessüm var:)
Yolun bir kısmında Bandırma İstanbul arası işleyen ido da bize eşlik ediyor.
En sonunda Sahil Yenice köyüne vardık..

Herkesin yüzünde hafif yorgunluk belirtileri.. ama daha çok erken değil mi??:) daha 50 km var:)

Sahil Yenice köyünden biraz bahsedecek olursak.Halkının büyük çoğunluğunu Mübadele sırasında Yunanistan dan göçmüş vatandaşlarımız oluşturuyor.Tüm Türkiye de ceviz fidanı yetiştiriciliği ile meşhur.
Bahsetmeden geçemeyeceğim Köy kahvesinde içtiğim çayın tadını unutamayacağım suyundan mıdır nedir muhteşem bir tadı vardı.Yolunuz düşerse bu köye çayını içmeden geçmeyin derim.
Çınarın gölgesinde soluklanan sadece bizler değiliz.Bizim düldüller de soluklanıp belkide aralarında muhabbet ediyorlardır...Kim bilir benim Hektor arkadaşlarına beni şikayet ediyordur bagaj takıp onun yakışıklılığını bozdum diye:)
Bu kadar mola yeter deyip tekrar koyulduk yola.Sahil yenice köyünü arkamızda bırakıp başladık bayır tırmanmaya.Ya şu bayırlar olmasa ne kadar güzel şey su bisiklet sürmek:)


Biz bulduğumuz her fırsatta bulamazsakta kendimiz fırsat yaratıp mola veriyoruz keza güneş yavaş yavaş en tepedeki yerini almaya bizi de domates gibi kızartmaya başladı.
Daha önceki uzun gezilerden edindiğim acı tecrübeler sayesinde yanımdan şapkamı ve güneş kremini eksik etmiyorum..

İlk çeşme başında mola veriyoruz ama çeşmenin tek müşterileri biz degiliz..:)


Bu Manzarayı görünce aklıma geldi hatırlatmak isterim lütfen doğada yalak bulunan çeşmelerde elimizi yıkarken kimyevi madde kullanmayalım burada olduğu gibi bizden hemen sonra gelen hayvanlar suyu kullanabilirler:)



Ahmedim yine güzel kareler arayışında bu seferde keçi çobanı teyzemizi ikna etti fotoğraflarını çekiyor..


Mola bitti yola devam..
 Fikri arkadaşımızı tebrik etmek istiyorum yeri gelmişken..Daha 1 aylık bisiklet kullanıcısı olarak her zorlu işin altından kalktığı gibi bu zorlu parkurunda altından kalkmasını bildi:)

60 kmlik yolun yaklaşık 40 km si toprak ve taşlıydı buda sürüşü oldukça güçleştiriyordu.Ama arazi bisikletlerimizin dağ yolları ile bu ilk buluşmalarıydı.
Sıcaklıklar arttıkça bizim molalarında sayısı arttı.
Bayır aşağı inerken herkes mutlu  herkes mesut.


Eeee ne demişler her inişin bir çıkışı vardır..

Hep bisikletler mi bizi taşıyacak birazda biz onları iteledik:)




Ahmet arada benden fotoğraf makinesini alıp börtü böceğin resmini çekmiş.Birde yılana denk geldik ama fotoğraflayamadan kaçtı.



Bazı işgüzar arıcı arkadaşlarımızda kanunen yassak olmasına rağmen yol kenarlarına yüzlerce kovanı dizmişler. Allah'tan arılar sahipleri kadar düşüncesiz değilmişler ki bizi ısırmadılar.



Yolumuzun üzerinde iki tane azgın nehir geçişi vardı:):):) ikisinden de başarı ile geçtik...


Öğleden sonra 1 gibi hedefimiz batık gemi koyuna ulaştık
Görünce biraz şaşırdık keza 2 sene evvel aynı rotayı motosikletle yaptığımızda gemi hemen hemen tüm haliyle duruyordu.
Bu süre zarfında gemiyi parçalayıp parçalayıp götürmüşler geriye de bu kalmış.



Kendimizi hemen sıcak kumlardan serin sulara bırakıverdik..



 Koyun geneli yosunlu olmasına rağmen geminin gövdesi belli bir kısmın yosunlarla kaplanmasını engellemiş vede çocuk havuzu gibi bir şey oluşturmuş berrak vede sığ.

Deniz sefası..



Bir buçuk saatlik mola esnasında kumanyalarmızı yedik denize girdik güneşlendik dinlendik
Belki bizden sonra burayı ziyaret etmek isteyenler olabilir bu yüzden geminin koordinatlarını verelim.
40 23 50 kuzey 28 11 53 doğu.


Bu kadar eğlence yeter dönüş yoluna koyulma vakti geldi..


Doğada olmak çok güzel doğada bisiklete binmenin zevki ise bambaşka.Her tarafımız çeşit çeşit ağaçlar kestaneler ıhlamurlar ve benim en sevdiğim ağaç türü çınarlar(oğlumun ismini de çınar koydum bu arada).Yolun zorluğu ağzımıza burnumuza dolan rahatsız edici tozun varlığı güneşin cildimizi kavuran sıcaklığı hiçbir şey bu güzelliğe gölge düşüremez.

Dönüş yolunda yorgunluklar baş göstermeye başladı en azından benim pedal bastıkça baldırlarım da yanmalar başladı.



Yol boyu yaklaşık 10 tane çeşme var.Hemen hemen tamamı içilebilir durumda en azından biz içtik ve hala yaşıyoruz..

 Ahmedim çok yorulmuş..



Hektorumda öyle .Alışkın değil tabi şehir çocuğu bizimkisi toprak yol görmüşlüğü mü var.





Yukarıda bahsettiğim çeşmelerden en güzeli çiçek çeşmesiydi. Tadı çok güzeldi ama en önemlisi buzdolabından çıkmışcasına buz gibiydi.
Buda kanıtı..:)


Bulduğumuz her gölgeyi değerlendirip dinleniyoruz.Kim şırıl şırıl akan bir derenin yanındaki çınarın gölgesindeki bir molaya hayır diyebilir.Tabi ki hiç kimse.




Ahmetin eline fotoğraf makinesi vermeyegörün hemen börtüböceği çekmiş.
Toz ve terden herkesin tipi kaymış vaziyette.Sarı toz bisikletlerimizin ve bizim her yerimize bulaştı.

Sahil yenice köyüne dönüşte de uğradık o güzelim çaydan 3 er tane daha içtik.
Hadi bakalım bu en son ve en baba rampa bundan sonrası kolay.
Pervaneler gün batımında da harika görünüyorlar.
Geride kalan arkadaşları beklerken birkaç kare daha yakalıyorum..4 km lik tırmanıştan sonra bizim eve kadar 8 km yolu pedal çevirmeden 25 dakikada alıverdik.


Oğlum Çınar


Veee Mutlu Son
Zorlu,sıcak,yorucu ama bi o kadarda güzel ve unutulmaz bir gündü:Maceranın sonunda bizi evde sevgili eşimin bizim için hazırladığı enfes yemekler ve oğlum çınarın sıcacık gülümsemesi karşıladı.Bundan daha güzel bir son olabilir mi.Ha unutmadan yemek masasında hemen gelecekle ilgili yeni maceraların planlarını yapmaya başladık bile:)

Gökçeada Gezi Rehberim İçin Tıklayınız.
Bozcaada Gezi Rehberim İçin Tıklayınız.
GezentiMetenin Gürcistan Gezi Notları İçin Tıklayınız.
GezentiMetenin Afganistan Gezi Notları İçinTıklayınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozcaadada Kamp Yapmak Yassak Hemşerim..

BOZCAADA DA KAMP YAPMAK YASSAK HEMŞERİM..          Merhabalar Bozcaada ve Gökçeada gezi rehberlerini hazırladığım günden beri en çok ...